Günümüzde çok sık rastlanan bir ruhsal bozukluktur. Hemen hemen on insandan yedisi depresyonda olduğunu söyleye bilirler. Yaşam şartlarından ötürü ve insanoğlunun doyumsuz olmasından dolayı sürekli bir memnuniyetsizlik ve sürekli bir yakınma halleri vardır. Bu durum aşılamadığı zaman depresyona girer. Hayatta o kadar büyük sorunlar vardır ki… En başta gelen ise sağlık.  Sağlık elden gidince hiçbir şey fayda etmiyor. O yüzden her şey insanda bitiyor. Depresyona girmekte insan vücudu için hiç sağlıklı değil. İnsanın iş ile ilgili sıkıntısı olabilir. Ailevi sıkıntıları da olabilir. Hatta aşk hayatı, evlilik hayatı gibi sorunlarda olabilir. Fakat hiçbiri çözülemeyecek şeyler değildir. Bu yüzden depresyona bağlamak gerekmez. Depresyonda olan bir insan susar. Kimseyle konuşmak istemez. Kendini çevreye kapatır. Çok az kişi ile iletişim içerisinde olur. Yolda yere bakarak yürür ve suratı hep asıktır. Genellikle konuşsa bile olumsuz düşüncelerini dışa vurur. Hayat ile ilgili olan kötü düşüncelerinden bahseder. Hatta zaman zaman yaşamaktan sıkıldığını dahi söyleye bilirler. Yalnız olmaktan yakınırlar fakat kimseyi de yanlarında istemezler. Sürekli düşünmek için odalara kapanırlar. Uyumak, yatmak istediklerini söylerler ve boş zamanlarını genellikle yatarak ve müzik dinleyerek geçirirler. Bazen de çok sık kitap okurlar ve yazı yazarlar. Kendi başlarına vakit geçirmeyi severler.

Depresyon insanı eline aldığında ondan kurtulmak çok zor olur. İnsan bunalım haline alışır. Bundan hiç kurtulamayacağını ve artık hayat felsefesinin o olacağını sanır. Bütün ümitsizlikler, umutsuzluklar ve şanssızlıklar onunlaymış gibi düşünürler. Genellikle aile ile bağlar gevşer. Anne ve babayla kavga edilmeye başlanır. Evde durmak bir yandan iyi gelse de evdekilerin yüzünü görmek istemez. Depresyon insanı dengesizleştirir. İnsanın bir anı bir anına tutmaz. Bu yüzden depresyonda olan insanlar tehlikelidir. Bunu aşmaya çalışmaları gerekmektedir. Toplum içine çıkmak istemezler. İnsanların gülmeleri depresyonda olan bir kimse için çok komik ve anlamsız gelir. Kendini o insanlardan soyutlar ve çok farklı bir dünyalarının olduklarını düşünürler. Bir yandan ise olmak istediği hayatı yaşayanları kıskanırlar. Neden ben öyle değilim, neden buyum gibisinden sorular ile boğuşurlar. Oldukları durumdan hiç memnun değillerdir. Arkadaş ortamında insanları arkadaşlarını dinliyor gibi yaparlar, söz kendisine geldiğinde ise hiç alakası olmayan bir cümle kurarlar. Depresyonda olan bir kimse sık sık alkol tüketmeye de başlaya bilir. Geceleri dışarıda alkol alarak kafa dağıttığını ve bunun ona iyi geldiğini söylerler. Gerçekleri görmek istemedikleri için hep geri geri gidip geçmiş ile uğraşırlar. Bütün çabaları geçmiş içindir. Geleceğe dair ne bir hayal duyarsınız ne de bir çaba.

Depresyon belirtileri kendini hemen gösterir. Bayanlar genellikle çok sık ağlarlar ve çok hassas olurlar. Erkekler ise oldukça stresli ve sinirli olurlar. İnsandan insana depresyon değişmektedir. Kimi insan çok sessiz atlatır bu zor dönemini kimi insanda bağıra çağıra atlatır. Karakterlerin farklı olması yaşanılanları da değiştirmektedir. İnsan depresyondayken yaptığı hiç bir işten zevk almaz kendi almadığı gibi yanında ki insana da aldırmaz. Sürekli kendi hayatının en kötüsü olduğunu ve içinde bulunduğu durumun asla geçmeyeceğini söylerler. Çünkü bunu kendilerine inandırdıkları için başkalarına da inandırmaya çalışırlar. Depresyonda olan bir insanın sürekli başı ağrır ve mide sorunları yaşarlar. Düşünmekten, kafaya takmaktan ve sıkıntı yapmaktan dolayı vücut buna doğal olarak tepki gösterir. Genellikle iştah kesilir. Yeme içme sadece ayakta kalmak içindir. Depresyonu artık hayatlarına öyle bir almışlardır ki hep var olacak sanırlar. Hiçbir söz de depresyonda ki insana inandırıcı gelmez ve söylenen sözler bir kulaktan girer diğerinden çıkar…

HENÜZ YORUM YOK

CEVAP VER